Daha önce ektiklerimizi biçecek olduğumuzu, düşüncelerimizin yaratım gücü olduğunu bize gösteren yasalardan sonra şimdide büyüme ve genişleme zamanı. Bu yasa aslında düşüncelerimizi yönlendirdiğimiz ve bu enerjilerin harekete dönüştüğü ikinci yasa olan yaratım yasasına bağlı olarak işlemekte. Bu yasanın en önemli noktası “Nereye gidersen git orada sen varsın” cümlesidir. Bu yasaya göre, ulaştığınız yer neresi ise orası sizin gitmeyi istediğiniz yerdir. Hatırlarsanız hayatımızı istediğimiz yöne doğru yöneltmek için önce negatif enerjileri uzak tuttuk kendimizden ve sonra da çevremizi, mekânımızı dolayısıyla da zihnimizi ulaşmak istediğimiz duruma uygun olarak düzenleyip, odaklandık, hissettik ve kabul ettik… Şimdi ise tüm bu aşamalardan sonra yeni gelmiş olduğumuz konumu sorgulamakta sıra.
Bu yasada bilmemiz gereken en önemli durum, şu an neredeysek, kiminleysek ya da nasıl bir durumda isek bu duruma biz karar verdik. İsteyerek ya da istemeyerek, farkında olarak ya da olamayarak… Bunu kabul etmek biraz zor olabilir. Çünkü gerçekten sevimsiz bir pozisyondaysanız, bu durumun sizin önceki düşüncelerinizden kaynaklandığını kabullenmek can yakıcı olabilir. Fakat gerçek bu. Burada kabul edip oturmaya devam etmek yerine harekete geçmeniz gerekiyor. İşte en can alıcı noktası burası. Burada sizi rahatsız eden ve değişmesini istediğiniz duruma odaklanıp, bu durum ile ilgili analiz yapmanız gerekiyor. Birincisi bu durumun neresini sevmiyorsunuz? Bu durumun size hissettirdiği duygu nedir? Bu durumun oluşum aşamasında ne tür bir karar vermiştiniz? Verdiğiniz kararın ana ivmesi neydi? Yani aşk adına mı vermiştiniz yoksa para adına mı yoksa diğer nedenlerle mi? Bu analizi yaptıktan sonra değişmesini istediğini noktaların ne hale gelmesini istediğinize odaklanmanız gerekiyor. Neresinin nasıl değişmesi lazım diye soralım kendimize. Elbette ki bu değişim sadece istemekle olmayacak bu sefer.
İlk iki yasaya sadık kalarak düşüncelerimizi yönlendirdikten sonra şimdi hareket vakti. Kendimizi değiştirmeye başlamanın vakti. Evren ile istediklerimiz ile uyumlu olmayan ne yapıyoruz? Bir koroda şarkı söylerken notaların dışına çıkıp bağırmaya başlarsak elbette ki korodan atılırız ya da kenarda beklemek zorunda kalırız değil mi? İşte tam da durum bu. Karma büyüme yasası der ki, “şu an doğru notaya basmıyorsun, genel uyumu bozuyorsun. Şimdilik kenarda kal ve iyice bir dinle şarkıyı. Ne zaman hazır hissedersen tekrar gel ve yeniden deneyelim. Ta ki sen öğrenene kadar sonsuz hakkın var denemek için” … Karma, biraz sert ve disiplinli bir hoca olabilir ancak tek istediği ortaya güzel bir müzik çıkmasıdır ki hem söyleyen hem dinleyen keyif alsın… Hayatımızın tüm gidişatı ve olaylar, kişiler, duygular hepsi birbirine bağlı zincirler gibidir ve o zincirin ilk halkası sizin kalbinizdir. Bunu hep hatırlamalı diyorum…
Evrenin size verecekleri sınırlı değildir. Sonsuz nimete sahip olabilirsiniz. Asla bitmez ve bitmek zorunda da değildir. Tek yapmamız gereken bu alış-veriş içinde bencil olmamak. Vermeden almak mümkün değil. Verdiğinizin de mislini alma şansımız var. Karma yasalarını önemsiyorum, ilgilendiğinizi bildiğim için bu dört ana yasayı tek tek açıklamaya çalışacağım Büyük Yasayı, Yaratım Yasasını ve Büyüme Yasasını tamamladık… Şimdi sırada Sorumluluk Yasası var…
Işıkla kalın.