90’lı yıllarda bir arkadaşım yurt dışında okuduğu bir kitaptan bahsetmişti bana. Düşünce gücüyle tedavi… İlk duyduğumda çok heyecanlandım, çünkü inandığımız kavramların ya da kendimize sürekli söylediğimiz cümlelerin fiziksel sorunlara neden olduğunu biliyordum ancak nasıl tedavi edileceğini bilmiyordum. Daha doğrusu kendime nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Çok aradım o kitabı… Sonunda bir rafta karşıma çıktı. Louise Hay imzalı Düşünce Gücüyle Tedavi… Şimdi size hangi sorunların hangi düşünce ve inançlardan kaynaklandığını ve bu sorunu yok etmek için nasıl bir yol izlememiz gerektiğini kitaptan yararlanarak aktarmak istiyorum… Sorunları en çok karşılaşılan cilt, kilo, eklem ağrıları ve iç organ sorunları olarak kategorize ettim sizin için.
Cilt Sorunları
Sivilce!… İstediğiniz kadar ürün kullanın, istediğiniz kadar temizleyin bir türlü aşılamamış bir sivilce ve cilt sorununuz varsa bunun nedeni, kendini kabul etmemek ve kendinden memnun olmamak. İçeride bir yerlerde belki de kendinizi sürekli eleştirip hep hatalı yönlerinizi görüyor olabilirsiniz. Bu sorunun aşılması için sürekli tekrar etmeniz gereken cümle; “Ben, hayatın Kutsal bir ifadesiyim Kendimi şu anda olduğum gibi kabul ediyorum ve onaylıyorum. Sevgiyi hak ediyorum ve bana ulaşmasına izin verip kabul ediyorum”…
Aynı şekilde ciltte oluşan siyah noktalar, kirli ve sevgisiz hissettiğimiz için bizi bırakmıyorlar. Bu sorunun olumlaması; “İnsanların beni sevmelerine izin veriyorum”. Egzama ise aşırı muhalefet ve düşmanlık duygusundan kaynaklanıyor… Zihinsel feveran anlarında vücut bu olumsuz düşünceyi atmak istiyor ve cildimizde hasara neden oluyor. olumlaması; “ Herkesi ve Her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum… Beğenmediklerim benden uzakta kalabilir. Sadece beğendiklerimi kabul ediyorum. Diğerleriyle işim yok”
Dudakta çıkan uçukların nedeni, hayatı küçümseme alışkanlığı. ‘Her şey ne kadar da kötü ama değil mi?” cümlesini sıklıkla düşünmek ve tekrar etmek uçuk oluşumuna neden oluyor. Olumlama cümlesi; “Hayatla birim. Her şey her zaman iyi gitmez, her zaman kötü de gitmez… Yaşamı kabul ediyorum ve hazzını almayı seçiyorum”
Kızarıklıklar, kaşınmalar ise gecikmelerden duyulan rahatsızlıklar nedeniyle oluşuyor. Hayatın kontrolünü kaybetme korkusu buna neden oluyor. Olumlaması; “Hayatın zamanına güveniyorum her şeyin uygun zamanda gerçekleşeceğine inanıyorum bunu ben değiştiremem, bu nedenle akışa bırakıyorum”
Selülit… Hepimizin, kadın erkek herkesin en sıkıntılı olduğu nokta… Bu konu çok hassas bir nedene dayanıyor. Genetik yapı ve yapılan sağlıksız hataların dışında, vücutta bu sorunun belirmeye başlamasının inançsal bir alt nedeni var. O da; “Çocukluk acılarına takılı kalmak, geçmişteki kötü anıları unutamamak, ilerlemekte zorluk çekmek ve kendi yolunuzu çizmekten korku duymak”… Birçok sorunun temel nedeni affedememek aslında. Biliyorum çok da kolay değil… Ancak bedenimize verdiği hasarı düşününce ben denemeye değer derim… Çünkü zaten zamanında acı vermiş, yıkmış. Bittikten sonra da hala acı vermesine izin vermek oluyor bu. Olumlama cümlesi; “ Seni affettim. Kendimi affettim… Geçmiş acılarımı affettim onları çektim ve bittiler… Gerekeni yaptım ve şimdi zihnimi özgür bırakıyorum.”
Tırnak yemek ise, derinlerde bir yerlerde anne ve babaya duyulan öfke ve düş kırıklığı nedeniyle gerçekleşiyor. Çaresizlik duygusu ve endişe diğer önemli nedeni… Olumlama cümle; “Büyümeyi seçiyorum. Kendi hayatımı kendim seçiyor ve onaylıyorum”
Kilo Sorunları
Fazla iştahlı olma sorunu, duygularınızı yargıladığınız ve korunmaya ihtiyacınızın olduğunu düşünmeniz nedeniyle oluşuyor. Bu noktada olumlama olarak yeni inanç şekliniz; “Duygularım normal ve böyle hissetmek için nedenlerim var. Hissetmek sağlıklıdır ve ben hissediyorum. Kendimi böyle hissettiğim için suçlamıyorum ve güvendeyim” .
Az iştah ise hayata karşı güvensiz olmak ve iç dünyamıza kimseyi almak istememekten kaynaklanıyor. Olumlaması; “Hayatın bana sunduğu zevkleri kabul ediyorum. Kendimi onaylıyorum”…
İştahın dışında sonlanamayan bir kilo sorunu varsa da bunun nedeni aşırı duyarlılık ve korunma isteği. Olumlama cümlesi; “Kutsal sevgiyle korunuyorum ve ona güveniyorum”
Eklem Ağrıları
Ayak bileği ağrılarının nedeni, hayata dair yolun belirlenememiş olması ve adım atmaktan korkmak… Olumlama cümlesi; “Hayat benim adımlarımla daha kolay ve adım atmayı seçiyorum.”
Bacaklardaki sorunlarda alt bacak, gelecek korkusu ve kıpırdamak istememekten kaynaklanıyor. Üst bacaklar ise, çocuklukta oluşmuş bazı travmaların olumsuz etkilerinin birer yansıması. Her ikisi için de olumlama cümlesi çok net; “Onları affediyorum. Yoluma devam etmeyi seçiyorum”
Sırt ağrılarında, alt sırt bölgesi yani belin biraz üstündeki ağrılar ve rahatsızlıkların nedeni, parasızlık korkusu ve ekonomik olarak desteksiz kaldığınızı düşünmek… Olumlaması; “İhtiyaçlarımı karşılayabilirim. Hayat bana asla sırtını dönmüyor.” Orta sırt bölümündeki ağrıların nedeni, çok fazla sorumluluk altında olduğunuzu düşünmeniz. Taşıyamadığınızı hissetmeniz. Olumlaması; “Taşıyamadığım yükleri kabul etmemeyi seçiyorum ve paylaşmayı seçiyorum. Yapabildiklerimle mutluyum. Fazlasını da yapabilirim ama ancak ben istersem.” Üst sırt ağrılarının nedeni ise, sevgiyi göstermekten korkmak. Olumlaması; “Yaşam beni destekliyor ve kendimi huzura bırakıyorum sevdiğimi kabul ediyorum.”
Kollardaki ağrıların nedeni hayatı kucaklamaktan korkmak ve deneyimleri kabul etmek istememek. Olumlaması; “ Yaşadığım her şey benim ve bana ait. Onlar beni ben yapan şeyler ve onları kabul ediyorum.”
El bileklerindeki ağrılar, deneyimlerin üstesinden gelememe korkusu. Olumlaması; “yapmak istediklerime ulaşmakta zorluk çekmiyorum ve üstesinden gelebilecek gücüm var.”
Fıtık… pek çok nedeninden en önemlileri, ilişkilerin zedelenmiş olması ve kendini doğru ifade edememek. Anlaşılmadığını düşünmek ve gerginlik. Oldukça zarar verici olan bu nedenlerin çok basit ve temel bir çözüm cümlesi var… “Kendim olmakta özgürüm.”
Boyun ağrılarının nedeni ise, sorunlara başka açılardan bakmayı reddetmek ve sabit fikirlilik inatçılık ve esnekliği kabul edememek. Olumlaması; “Tek bir doğru yok ve ben tüm yolları görmeyi kabul ediyorum her şeyin kendine ait nedenleri var. Önce hepsini göreceğim ve sonra yine ben karar vereceğim.”
Baş ağrılarının en temel nedeni korku… Değersizlik hissi, sıkışmışlık duygusu ve terk edilme endişesi… Olumlaması; “Yaptığım her şeyi sevgiyle yapıyorum değerliyim ve ben hak ettiğim değeri alıyorum”
İç Organlardaki Sorunlar
Bağırsak sorunlarının en önemli nedeni geçmişe sabitlenmişlik ve bırakamamak. Kabızlık, hemoroid, sızılar, kanama… Hepsinin nedeni eski kırgınlık ve öfkenin, eski hataların ve deneyimlerin içimizden akıp gitmesine izin vermemek… Bu noktada bu olumsuz enerji boşaltım sistemimizde birikiyor ve orada tahribata neden oluyor. Olumlaması; “Bırakıyorum… Gitmesine izin veriyorum…”
Gastrit probleminin nedeni, kararsızlık. İkilemde kalmak bir türlü doğru kararı alamadığınıza inanmak. Bu noktada bir çok mide rahatsızlığı, gaz, sindirim sorunu, şişkinlikler ve ağrıların nedeni hep aynı. Olumlaması; “Verdiğim kararlara güveniyorum. Yanlış iseler de doğru iseler de bana aitler ve kendimi böyle kabul ediyorum mükemmellik diye bir şey yoktur”
Böbrek sorunlarının nedeni ise utanç duygusu. Başarısızlık ve suçluluk duygusu… Olumlaması ise; “Her deneyim benim için yararlı. Utanmıyorum. Kendimi kabul ediyorum. “
Karaciğerde oluşan ağrı ve rahatsızlıkların nedeni ise, sürekli şikayet etmek. Haklı çıkmak için sürekli başkalarındaki hataları söylemek. Kıyas yapmak ve iç huzuru bozmak. Belki de hepimizin bilmeden en sık yaptığı davranış bu… Olumlaması ise; “Herkesin kendi yolu ve kendi acıları var. Benimkiler bana ait ve onları kabul ediyorum”
Beş duyumuzla ilgili sorunların her biri kendi misyonunun aksaklıkları nedeniyle oluşuyor. Örneğin kulak ağrıları duymayı reddetmek, göz ağrıları görüp kabul etmeyi reddetmek, boğaz ağrıları kendini doğru ifade edememek ve tıkanmış iletişim, değişime direnmek… Hepsinin olumlama cümlesi aynı; “Değişime hazırım ve kabul ediyorum çünkü her şey her an değişiyor. Ayak uyduruyorum ve kendimi özgürce ifade etme özgürlüğüm var.”
Düşüncelerimiz bizim yarattığımız dünyanın enerjileridir. Olayları yönlendirebildiğimiz gibi kendi bedenimizi de bu enerjilerle yönetiriz. Moral olarak adlandırılan enerjiler işte tam da bunlardır aslında. Bir beyin tümörünün sevgi ve dans ile nasıl tamamen yok olduğuna gözleriyle şahit olmuş bir insan olarak söylemeliyim ki, inanın ne düşünürseniz öyle oluyor. Olumsuz enerjilerin bedeninizde dolaşmasına izin vermeyin… Sevginin ve ışığın içinizde özgürce yol almasına izin verin… Yeni yılda harika enerjiler var, bırakın size de dokunsunlar…
Sevgiyle kalın… Işık’la kalın….